Bu günü aslında nasıl bekledimdi...
Bir zamanlar her yeni yılda yeni kararlar alırdım. Keskin sert
kararlardı kimisi, kimisi ise sıradan şeylerdi. Yeni yıl gelirdi, ortalardı ve biterdi
ama ben değişmezdim. Değişemezdim…
Çünkü cesaretim yoktu,
Çünkü korkaktım, çünkü gerçekler vardı.
Çünkü kendimi düşünmeden hareket etmiştim,
Çünkü mutsuz giden hayatımı aynı düzenekte, aynı kafayla mutlu
sona erişeceğime inanıyordum…
Çünkü hayallerime kimse inanmıyordu. Zaten ben hiç
inanmıyordum.
Çünkü kurduğum hayallerim yıkılmıştı.
Özgüvenim kaybolmuştu…
Yaşayıp gitmişim hayatı. Kendimi mutsuzluğuma odaklamışım. Günlük
hayatın gereklerini yerine getirerek, nefes almayı yaşamak bilmişim. Yolun
karanlığının aydınlığa çıkacağına kendimi inandırdım. Oysa her yeni gün daha
kötü mutsuzluğa, daha kötü, daha kötüye uyanıyordu.
Herkese kulaklarımı kapadım.
Her öneriyi, her fikri saçma buldum.
Sonra olmaktan korktuğum yere geldim hooop oturdum. Bunu kendim
yaptım. Hatta yere attım minderimi, uzattım ayaklarımı, yaktım sigaramı. Boş gözlerle
baktım etrafıma, göğsümün üzerine öküz otururken ben nefes almaya çalıştım.
Yaşandı geçti.
Bitti. Artık bitti.
Kendime söz veriyorum. Çünkü ben kendimi artık seviyorum. Hayatıma
güzellikler katmak benim elimde. Hayallerimi güzelliklerle donatmak ta.
Evimdeki, etrafımdaki, kafamdaki tüm fazlalıkları
temizliyorum. Her yıl ki gibi değil, bu sefer essahtan değişeceğim. Evimi güzelleştiriyorum,
çevremdeki gereksizleri siliyorum. Yapıyorum bir şeyler işte…
Ama en önce kendime inanıyorum.
Hayatım ve hayatımdakiler çok güzel olacak.
İçim kıpır kıpır, gözlerim ışıltılı, ruhum huzurlu ve
sağlıklıyım yeni günlerin güzelliklerine kucak açtım…
Çoktan değiştim ben…
Bu dolap oğlumla yaşıt. Yıllar rengini soldursa da, sapasağlam hala. Yeni elbisesini giydi gelecek günlerin tadını çıkaracak. Salonumun dolaplarını boyuyorum meselaa...
Yorumlar
Yorum Gönder