Mesele birine canım demek değil...Can olabilmektir... -"

 

Hayat; basit bir tanımla doğumla başlayan ve ölüme kadar geçen bir süredir. Organizmaların biyolojik süreçler gösterdiği bir evre. Kısacası; canlı doğar, gelişir, ürer, üretir ve ölür.

Sadece biyolojik bir süreç değildir oysa ki hayat.

Çok sayıda felsefi ve dini sistem sevgiye önemli bir yer vermiştir.

Hayatı anlamlandırmak ve derinliğini çözümlemek adına filozoflar da düşünce ve teoriler ortaya koymuşlardır. Gerçekten insan bu dünyaya neden gelmiştir. Hayatın anlamı ve amacı nedir? Sadece organizmaların gelişimi için yemek-içmek, uyumak-uyanmak, kirlenmek-temizlenmek midir?

Değildir elbette!

Bir anlamı olmalı hayatın demiş filozoflar. Her biri ayrı bir anlam yüklemiş sevgiye. Eflatun hayatın anlamı bilginin en yüksek biçimine ulaşmaktır demiş, Aristo hayatın nihai amacını insanın " iyi olmak" hedefine ulaşmak olarak açıklamıştır.

Hedonizm ise hayatın anlamını "en yüksek seviyede zevk almak, hemen şimdi zevk" formüle etmektedir. Aristippos bu düşüncenin önderidir ve insanın keyfinin acısının üstünde olması gerektiğini savunur. Stoa felsefesi ise; olayların mantığını kavra ki canın yanmasın. Çünkü insanın doğanın işleyiş mantığını iyi tanıması ve ona göre hareket etmesi gerektiğini ileri sürer. Daha pek çok felsefi akımlarda hayat hakkında çeşitli anlamlar ve teoriler savunulmuştur.

Tüm dinler mutluluğun kaynağının sevgi olduğunu, bütün güzelliklerin sevgiyle oluştuğunu, sevgisiz atılan her adımın bencilliğe ve kötülüğe sürüklendiğini, günahların temelini sevgisizliğin oluşturduğunu öğretmişlerdir. Oysa Allah insanı ‘yaratılanların en şereflisi’ diye vasıflandırarak faziletlerin zirvesine koymuştur. İnsanoğluna hayır ve güzellikleri emretmiştir.

Anlayacağımız hayatın en olmazsa olmazı sevgidir. Sevginin de yürekten geleni güzeldir. Sevgi yalanı hemen yakalar. İnsan sevgi sayesinde enerji bulur. Güzellikler yaşar, yaşatır. Tüm düşünürler, sevginin yaşamımızda merkezi bir rol üstlendiği konusunda hemfikirler. “Sevginin çok ihtişamlı bir şey” olduğu ve “dünyayı döndürenin sevgi” olduğu anlatılır hep. Binlerce kitap, dergi, şarkı ve şiire bu sözcükle lezzet katılır. Tasavvuf ve Halk şairi Yunus Emre “Yaratılanı severim Yaratandan ötürü” demiş, herkese-her şeye incitmeden, kırmadan sevgiyle yaklaşmış yaratana olan sevgisiyle.

Sevgi, hayatımızın en önemli ve en çok kafa karıştıran duygusudur. Gerçekten sevildiğini hisseden tüm canlılar, normal olarak gelişir. Sevgiden mahrum bir insan tüm kötülükleri doldurur yüreğine, aklına, hayatına, hayatlara… sevginin yerine kin ve nefret duygularını yerleştiren insan doğanın, hayatın, insanlığın korkulu rüyası olur.

Gary Chapman’ın Beş Sevgi Dili adlı kitabında her insanın sevgisini anlattığı, sevgiyi algıladığı 5 ayrı dilden bahsediyor. Çocukluğumuzdan itibaren gördüğümüz sevgi davranışları ve sevgi sözcükleri, bize sevgiyi en iyi anlayacağımız bir yol oluşturmuştur. Bazı insanlar sevildiklerini duymak isterler. Bazı insanlar dokunulmak isterler. Bazıları da görmek, hediye almak, şık yerlere gitmek isterler. Chapman’a göre insanların 5 sevgi dili:

  • Fiziksel temas
  • Onay sözleri
  • Nitelikli zaman geçirme
  • Armağanlar
  • Hizmet davranışları

Bireyin sevgi dilini keşfetmek, hangi sevgi dilinde olduğunu anlamak ve o yönde motive etmek oldukça önemlidir. Chapman’a göre sevgi dili “armağan almak” olan bir çocuğu sevginin ifade edilmesiyle yani onay sözleriyle ikna etmek ya da sevgi dili nitelikli zaman geçirmek olan bir çocuğu hizmet davranışlarıyla ikna etmek neredeyse imkânsızdır.

Nasıl ki farklı bir dil konuşan insanı anlayabilmemiz için, o dilin konuşulduğu yerdeki kültürü anladığımızda ne demek istediğini daha iyi anlıyorsak, insanın sevgi dilini de anlamak için onu yakından izlemeliyiz. Kelime ezberlemekle yeni bir dil öğrenilmediği gibi, insanı tanımadan hangi şekilde sevmemiz gerektiğini de öğrenemeyiz.

Sırf biz seviyoruz diye karşımızdaki insanın bizi sevmesini bekleyemeyiz. Fiziksel temastan hoşlanmayan bir insana sevgi dili adı altında dokunamayız. Sevgi yalanı sevmez. Anlaşılır sahte sevgiler… Sevgi emek ister, özgürlük ister, samimiyet ister. Fedakarlıkta bulunmadan hep sevilmek, istediklerimizi her zaman istediğimiz şekilde elde etmek diye bir şey yoktur! Sevgide ısrarcı ve baskıcı olmak en büyük işkence olur.

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.

İlkay Akkaya

Hayatın güzelliği sevgi tohumlarıyla atılır. Sevgi emek ister. Yani sabır, saygı, özgürlük, paylaşmak, samimiyet ister. O tohumlar ancak böyle güzelleşir, güzellik saçar.

Sevgi tohumlarınızın bol olması dileğiyle,

Sevgiyle…

 


Yorumlar

  1. Yeşil elmayı seviyorsun diye yeşil elmanın seni sevmesini bekleyemezsin... Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımsın. Ama bir tadına baksan yeşil elmanın :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar